Son günlerde yaşanan toplu arı ölümleri, Adana ve Muğla başta olmak üzere tüm illerdeki arı üreticilerini ve sektörü çıkmaza sokuyor.
Küresel iklim değişikliğinin ve tarımsal ilaçlamanın neden olduğu arı ölümleri tarımdaki sürdürülebilirliğin ve ekolojik dengenin devamı için ciddi bir tehdit oluşturuyor.
Konuyla ilgili açıklama yapan Anavarza Bal Genel Müdürü Can Sezen, tarımsal ilaçlamaya bağlı arı ölümlerinin azaltılması için çiftçi ve arı yetiştiricilerinin işbirliği içinde olması gerektiğini belirtti.
Polen taşıyarak bitkileri dölleyen arılar hem doğanın dengesi hem de tarımın sürdürülebilirliği için çok önemli bir yere sahip. Ancak arılar son yıllarda kimyevi tarım ilaçları ve iklim değişikliği yüzünden toplu ölümlere maruz kalarak yok olma tehlikesi geçiriyor.
Doğal dengenin sağlıklı bir şekilde devam etmesinde arıların büyük önem taşıdığını vurgulayan Anavarza Genel Müdürü Can Sezen; “Arıların ekosistemdeki yeri sadece bal üretimi değildir. En önemli yeri ekosistemde bitkiler üzerindeki polinasyonu sağlamasıdır.
Tükettiğimiz yiyeceklerin neredeyse tamamı polen taşıyarak dölleniyor. Bu döllenmenin yaklaşık yüzde 70’i ise arılar sayesinde gerçekleşiyor. Dolayısıyla bal arıları ölürse bunun hem ülkemiz hem de dünya için sonuçları kötü olacaktır.
Geçen yıla göre arı ölümlerinde ciddi oranda bir artış gözlemliyoruz. Her yıl arı ölümleriyle ilgili arıcılardan bilgi alırdık ancak bu yıl toplu arı ölümleriyle karşı karşıyayız. Baharın gelmesi ile birlikte arıcılar faaliyetlerine başladılar. Sezon başında acil önlem alınmazsa hem bal hem de meyve ve sebze hasadında düşüş yaşanacaktır” dedi.
Türkiye’deki arı ve bitki türleri tehlikede
Türkiye toplam bal üretimi ve arı kolonisi sayısı bakımından arıcılık yapan ülkeler arasında dünyada önemli bir yere sahip. Bal üretiminde Çin’den sonra ikinci sırada yer alan Türkiye, doğal bitki örtüsü bakımından ise çok zengin.
Ancak yanlış tarım uygulamaları ve tehlikeli zirai ilaç kullanımı nedeniyle gerçekleşen arı ölümleri hem Türkiye’deki endemik bitki çeşitliliğine hem de ülke ekonomisine zarar veriyor.
Bal arılarıyla ilgili en büyük zenginliğin Türkiye’de bulunduğunu belirten Anavarza Genel Müdürü Can Sezen; “Türkiye’de TÜİK verilerine göre yılda 105 bin ton bal üretilirken 8 milyona yakın kovan, 84 bin kayıtlı arıcı bulunuyor ve her yıl koloni sayısı artıyor. Fakat yaşanan artışın yanında bilinçsiz yapılan ilaçlamalar arı ölümlerini artırıyor.
Şu an için arıcılığın karşısında duran en önemli tehdit, arıcılığın yapıldığı yerlerdeki çiftçimizin zirai ilaçlamasıdır. O yüzden çiftçilerimizin özellikle zirai ilaç kullanımına bu açıdan da dikkat etmeleri önemlidir. Bu ise ancak arıcı ve çiftçilerin işbirliği yapmasıyla ve çiftçilerin doğru ilaçları bilinçli bir şekilde kullanmalarıyla önlenebilir.
Çiftçiler ilaçlama yaparken arılarda etkisi olmayan ve onları zehirlemeyen tarım ilaçları kullanırsa veya arıcının bölgede olduğu dönemlerde bunu bilerek ilaçlama yapmazlarsa arı ölümlerinin önüne geçilebilir” dedi.
Anavarza Bal Hakkında:
1979 yılında Süleyman Sezen'in kurduğu Sezen Gıda Ltd. Şti. 1995 yılında Anavarza Bal markasıyla bal sektörüne giriş yaptı. Adana'nın Kozan ilçesinde kurulan şirket, ismini bölgenin sembolü Anavarza Antik Kenti'nden alıyor. 450 m2’lik alana kurulan üretim tesisleri, bugün 13.200 m2’ye ulaştı ve Kozan'da istihdam sağlamaya devam ediyor.
Aralıksız yapılan AR-GE çalışmaları ve üniversite iş birlikleri Anavarza Bal'ı sektörde yeniliklerin öncüsü olan bir marka haline getiriyor. Amerika'da ve Avrupa'da yıllardır tüketilen Krem Bal'ın bundan böyle Türkiye'de de üretilmesi, bu çalışmaların kıymetli sonuçlarından biri.
Ayrıca seçkin gıda markalarına verilen "BRC Global Standart - Grand: A" gibi sertifikalar, titiz çalışmaların bir başka getirisi. Anavarza Bal; Süleyman Sezen'in açtığı yoldan, yine kendisinin önderliğinde, Can Sezen'in yönetiminde en iyi bildiği işi yapmaya devam ediyor.
Konuyla ilgili açıklama yapan Anavarza Bal Genel Müdürü Can Sezen, tarımsal ilaçlamaya bağlı arı ölümlerinin azaltılması için çiftçi ve arı yetiştiricilerinin işbirliği içinde olması gerektiğini belirtti.
Polen taşıyarak bitkileri dölleyen arılar hem doğanın dengesi hem de tarımın sürdürülebilirliği için çok önemli bir yere sahip. Ancak arılar son yıllarda kimyevi tarım ilaçları ve iklim değişikliği yüzünden toplu ölümlere maruz kalarak yok olma tehlikesi geçiriyor.
Doğal dengenin sağlıklı bir şekilde devam etmesinde arıların büyük önem taşıdığını vurgulayan Anavarza Genel Müdürü Can Sezen; “Arıların ekosistemdeki yeri sadece bal üretimi değildir. En önemli yeri ekosistemde bitkiler üzerindeki polinasyonu sağlamasıdır.
Tükettiğimiz yiyeceklerin neredeyse tamamı polen taşıyarak dölleniyor. Bu döllenmenin yaklaşık yüzde 70’i ise arılar sayesinde gerçekleşiyor. Dolayısıyla bal arıları ölürse bunun hem ülkemiz hem de dünya için sonuçları kötü olacaktır.
Geçen yıla göre arı ölümlerinde ciddi oranda bir artış gözlemliyoruz. Her yıl arı ölümleriyle ilgili arıcılardan bilgi alırdık ancak bu yıl toplu arı ölümleriyle karşı karşıyayız. Baharın gelmesi ile birlikte arıcılar faaliyetlerine başladılar. Sezon başında acil önlem alınmazsa hem bal hem de meyve ve sebze hasadında düşüş yaşanacaktır” dedi.
Türkiye’deki arı ve bitki türleri tehlikede
Türkiye toplam bal üretimi ve arı kolonisi sayısı bakımından arıcılık yapan ülkeler arasında dünyada önemli bir yere sahip. Bal üretiminde Çin’den sonra ikinci sırada yer alan Türkiye, doğal bitki örtüsü bakımından ise çok zengin.
Ancak yanlış tarım uygulamaları ve tehlikeli zirai ilaç kullanımı nedeniyle gerçekleşen arı ölümleri hem Türkiye’deki endemik bitki çeşitliliğine hem de ülke ekonomisine zarar veriyor.
Bal arılarıyla ilgili en büyük zenginliğin Türkiye’de bulunduğunu belirten Anavarza Genel Müdürü Can Sezen; “Türkiye’de TÜİK verilerine göre yılda 105 bin ton bal üretilirken 8 milyona yakın kovan, 84 bin kayıtlı arıcı bulunuyor ve her yıl koloni sayısı artıyor. Fakat yaşanan artışın yanında bilinçsiz yapılan ilaçlamalar arı ölümlerini artırıyor.
Şu an için arıcılığın karşısında duran en önemli tehdit, arıcılığın yapıldığı yerlerdeki çiftçimizin zirai ilaçlamasıdır. O yüzden çiftçilerimizin özellikle zirai ilaç kullanımına bu açıdan da dikkat etmeleri önemlidir. Bu ise ancak arıcı ve çiftçilerin işbirliği yapmasıyla ve çiftçilerin doğru ilaçları bilinçli bir şekilde kullanmalarıyla önlenebilir.
Çiftçiler ilaçlama yaparken arılarda etkisi olmayan ve onları zehirlemeyen tarım ilaçları kullanırsa veya arıcının bölgede olduğu dönemlerde bunu bilerek ilaçlama yapmazlarsa arı ölümlerinin önüne geçilebilir” dedi.
Anavarza Bal Hakkında:
1979 yılında Süleyman Sezen'in kurduğu Sezen Gıda Ltd. Şti. 1995 yılında Anavarza Bal markasıyla bal sektörüne giriş yaptı. Adana'nın Kozan ilçesinde kurulan şirket, ismini bölgenin sembolü Anavarza Antik Kenti'nden alıyor. 450 m2’lik alana kurulan üretim tesisleri, bugün 13.200 m2’ye ulaştı ve Kozan'da istihdam sağlamaya devam ediyor.
Aralıksız yapılan AR-GE çalışmaları ve üniversite iş birlikleri Anavarza Bal'ı sektörde yeniliklerin öncüsü olan bir marka haline getiriyor. Amerika'da ve Avrupa'da yıllardır tüketilen Krem Bal'ın bundan böyle Türkiye'de de üretilmesi, bu çalışmaların kıymetli sonuçlarından biri.
Ayrıca seçkin gıda markalarına verilen "BRC Global Standart - Grand: A" gibi sertifikalar, titiz çalışmaların bir başka getirisi. Anavarza Bal; Süleyman Sezen'in açtığı yoldan, yine kendisinin önderliğinde, Can Sezen'in yönetiminde en iyi bildiği işi yapmaya devam ediyor.